Aslında şu tostoparlak Dünyanın düzeni karışmadı, biz karıştırdık bildiğimiz bilmediğimiz ne varsa...
Hep 'tarihi değiştirecek' keşiflerin peşinde koşuşturarak.
Tarihi değil; ama dünyanın dirliğini, düzenliğini, huzurunu ve sükunetini değiştirdik.
Hem de ne pahasına ne yoktan ve de ne boktan sebep ve hedeflerle.
Buzul çağının tepe noktasına bağdaş kurup oturduk sonunda.
İnsanlık dedik; önce onu yok ettik. Sevgi dedik; onu da yok ettik. Barış dedik; savaşmaktan, ne sevişecek, ne barışacak vaktimiz olmadı.
İnsan-ıbeşer sürekli şaşar. Şaşkındır. Hep bir halt arar karışmaya, karıştırmaya, bulaşmaya, bulaştırmaya yönelik...
Olmadı icadeder. Kendi icadı ile başı belalarda, gider duvara toslar.
Siyasal depremler, doğal depremlerle karşılaştırıldığında, yaşanan felaketler doğal afetleri gölgede bırakır.
Dünyayı kandıran adamların öyküleri, tüm yazarları esersiz bırakır.
Ben artık hiç şaşırmıyorum olan bitenlere...Şaşırmam için herşeyi ters-yüz etmek gerek.
Güç olmak isteyenler, zengin olmak isteyenler, iktidar olmak isteyenler, her zaman tek olmak isteyenler bitmek tükenmek bilmez ego'lar...Ne yazarak anlatılır ne sözle...!
Basit yaşamın ve doğallığın ipini çekeli hanidir.
Karıştırmadığımız ne kaldı? Yada yok etmediğimiz?
Duvara tosladığımız zamanlarda da, yargılardan bir şekilde yakamızı sıyırmayı başaran ilginç hikayelerimiz hep hazırda.
İnsan muammadır derler, ama bana göre bilinen bir muamma. Bilinen bir gerçeğin de muamma olacak tarafı yoktur.
Hepinize saygılarım ve sevgimle
Mihrişah Azaklı